Maharacaların Pembe Şehri – Jaipur Gezi Rehberi

in
Hindistan

Her köşesi başka bir ahenk, başka bir dünya Hindistan'ın. Jaipur, bu ahengin vazgeçilmez bir parçası. Hindistan'ın pembe incisinin keşfedilmeyi bekleyen çok şeyi var.

Jaipur, Altın Üçgen rotasının en önemli duraklarından biri. Ama onun da ötesinde Jaipur Hindistan tarihinin en değerli şehirlerinden de bir tanesi. Tarihi aurası, kültürel zenginliği, gastronomik çeşitliliği ve sokaklarındaki canlılık ile Jaipur bana çok büyük bir haz yaşattı. Ayrıca gezdiğim diğer şehirler ile (Delhi, Agra, Varanasi) kıyaslandığında temizlik konusunda Amritsar’dan sonra ikinci sıraya oturabilecek potansiyele sahip olduğunu da söylemeden edemeyeceğim. 

Eğer ki Hindistan’a ilk defa seyahat ediyorsanız, rotanızda olması gereken en önemli iki şehir Agra ve Jaipur. Agra romantizmi ile, Jaipur ise renkleri ve dokusu ile Hindistan’a gelen herkesi büyülemeyi başaran şehirler. Hatta öyle ki Hindistan’a çok büyük önyargılar ile gelenleri bile kendilerine aşık etmeyi başaracak kadar güzeller.

Jaipur Hakkında

Jaipur, Hindistan’ın planlı olarak kurulan ilk kentlerinden bir tanesi. 1727 senesinde dönemin maharacası Sawai Jai Singh II, Amber şehrinin hükümdarı iken, gittikçe kalabalıklaşan kentte su kaynakları yetersiz kalmaya başlamış. Bunun üzerine Jai Singh, daha büyük ve planlı bir şehir kurmaya karar vermiş.

Astronomi ve matematik meraklısı olan bu maharaca, bugün Jaipur olarak bildiğimiz ve günümüzde Rajastan eyaletine başkentlik eden bu şehri, Amber şehrinden 11 km güneyde bir yere kurdu. 

Jai Singh bu iş için dönemin en ünlü mimar ve şehir plancısı olan Bengal kökenli Vidyadhar Bhattacharya ile çalıştı. Jaipur, 9 ana bölümden oluşuyor ve bu rakam tıpkı İskandinav mitolojisinde olduğu gibi Hindu mitolojisinde de önemli bir yere sahip. 9 dikdörtgenden oluşan bu şehrin tüm cadde ve sokakları birbirini dikine kesiyor. Günümüzde pek bir anlam ifade etmese de kurulduğu dönem için epey büyük anlam ifade ediyordu. Çünkü o dönem böyle bir şehir yapılaşması oldukça modern bir yaklaşımdı. 

Şehir ayrıca 34 metre genişliğindeki kocaman caddeleri, klasik Hindu ve Antik Hint mimari stillerinin harmanlanlasıyla oluşturulmuş kent dokusu ile benzersiz bir örnek. Dünya şehir planlaması tarihine baktığımızda kesinlikle okullarda emsal gösterilmesi gereken bir tasarıma ve mühendisliğe sahip. 

Ticaret yolları üzerine kurulmuş olması Jaipur’u zamanla stratejik olarak çok büyük bir yere getirdi. Jai Singh’in bilime ve sanata verdiği önem sebebiyle şehirde pek çok gözlemevi, tapınak ve saray kuruldu, el sanatları ile şehir gittikçe zenginleştirildi. Zaman içerisinde Hindistan’ın en zengin ve önemli merkezlerinden biri haline geldi. 

Pembe Gönlüm Sende Şehri

Şehirde hala sürdürülen “pembe” geleneğinin arka planında ise tatlı bir hikaye var. 1876 yılında İngiliz Kraliçesi Victoria’nın eşi Prens Albert, Hindistan’a bir seyahat gerçekleştirdi. Dönemin Maharacası Sawai Ram Singh, Prens Albert’in gelişi için şehri hazırlamak adına her binanın pembe renge boyanmasını emretti. Çünkü bu renk Hintlilerin misafirperverliğinin alametiydi. 

Sonrasında bu renk şehirle öyle bir bütünleşmiş ve sevilmiş ki, devam ettirilmiş. Günümüzde bile hala bu kent dokusunun sürdürülmesi için bu renge sadık kalıyorlar yeni binaları yaparken. 

Jaipur Gezi Rehberi

Tarihi değeri bu kadar yüksek olan bir şehrin elbette ki turistik değeri de bir hayli yüksek. Bu yüzden Jaipur Hindistan’ın en önemli kentlerinden bir tanesi. Bu şehri özellikle sabahın erken saatlerinde gezmenizi ısrarla tavsiye ederim. Gün doğumu esnasında hem tenha haliyle hem de günün ilk ışıklarının şehrin pembesi üzerindeki tonlarıyla izlemek, gün içerisinde göreceğiniz tüm manzaralardan daha keyif verici. 

1-Hawa Mahal

Jaipur’un en popüler sembolik yapısı. Şehirle bütünleşmiş o rengarenk tatlı pencereleriyle Jaipur pembesi meşhur cephe. Sadece Jaipur’un değil, tüm Hindistan’ın en çok fotoğraflanan noktalarından bir tanesi. 

Türkçe ismi ile “Rüzgar Sarayı”. İsminin hakkını verircesine serin ve tatlı bir esintiye sahip iç kısmı. Pembe ve kırmızı kum taşı ile inşa edilmiş geleneksel İslami Babür mimarisi ve Rajput mimari stillerinin bir sentezi olan şahane bir yapı Hawa Mahal. Ayrıca Krişna’nın tacına da gönderme yapıyor ön cephesinin tasarımı.

5 katlı bu yapıda saray mensubu kadınların üst katlara zarifçe erişebilmesi için merdiven yerine rampalar kullanılmış. Bu kusursuz tasarım bir yaşam alanı olarak değil, perde arkasında kalan bir balkon kompleksi olarak hizmet vermesi amacıyla hayata geçirilmiş. Saray kadınları böylelikle dışarıdan görülmeden sokaklarda olan biteni rahatça izleyebilmiş. 

2-Amber Fort

Jaipur şehir merkezinden yaklaşık 10 km mesafede, dağların eteklerine kurulmuş ve stratejik olarak büyük öneme sahip bir yapı. Jaipur’un kuruluşundan 150 yıl kadar önce, Rajput’un başkenti burasıydı. 

Devasa boyutlardaki bu yapının içinde başka başka bir sürü yapılar var. Kendi içinde çok girift ve karmaşık. Hindistan’ın vazgeçilmezi olan kırmızı kum taşı ve beyaz mermer Amber Fort’ta da sahneye çıkıyor. Bunun yanı sıra aynalı salonlar, sandal ağacı kapılar, göz kamaştıran el işçilikleri ile süslü duvarlar ve çok daha fazlası Amber Fort’da bizleri bekliyor. 

Bollywood sinemasının en efsanevi yapımlarından Jodhha Akbar filminin burada çekilmiş olması beni ayrıca heyecanlandırıyor. Eğer Bollywood filmlerine meraklıysanız bu kalenin pek çok kült filme daha mekan olduğunu bilmek eminim sizi de heyecanlandıracaktır. 

Son olarak kale duvarlarının hayalet hikayeleri ile özdeşleştirildiğini de paylaşayım. Saray mensuplarının ruhlarının hala kale içinde dolaştığına dair çok sayıda hikaye de anlatılıyor. Özellikle gece turlarında 🙂

3-Jantar Mantar

Astronominin bir zamanlar ne kadar büyük öneme sahip olduğunu yüzümüze yüzümüze vuran konumu ile Jaipur’un en önemli ziyaret noktalarından bir diğeri. Şehrin kurucusu Jai Singh astronomi tutkusu ile tanınıyordu. Hindistan’ın 5 farklı noktasında daha gözlemevi yaptırmış olsa da Jantar Mantar en büyüğü ve en iyi korunmuş olanı. 

Gözlemevinin ismi Sanskrit dilinde “yantra” yani alet ve “mantra” yani hesaplama anlamına gelen kelimelerden oluşuyor. İçeride tam 19 adet gözlem aleti var ve hiçbiri teleskop değil. Tamamı yalın göz ile astronomi gözlemi yapma imkanı tanıyor. Neredeyse her biri devasa büyüklükte. 

4-Şehir Sarayı

Jantar Mantar ve Hawa Mahal ile birlikte kent merkezinin en önemli turistik durakları arasında üçüncü sırada. Grid şeklinde kurulmuş olan şehir planlamasının odak noktalarından da bir tanesi. Günümüzde bile maharaca soyundan gelenlerin yaşamakta oldukları hala nefes alan bir saray.  

Jaipur şehrinin kuruluşu ile birlikte yapımına başlanmış bu sarayın. Yapılan eklemeler ile bugünkü halini almış. Mermer, kırmızı kum taşı, yaldızlı varak, süslü cephe gibi mimari ögelerden bahsetmeme bence bunca Hindistan yazısından sonra artık gerek yoktur. Bu ögeleri yeterince övdüğümü düşünüyorum zira. 

Tıpkı Amber Fort gibi burası da epey büyük ve birden fazla tematik yapı barındırıyor içerisinde. Mubarak Mahal, Chandra Mahal gibi saray içinde saray yapıları barındırıyor. Fakat sarayın. içindeki en dikkat çeken bölüm, dört mevsim ve 4 Hindu tanrısını temsil eden kapıları ile “Sevgili’nin Avlusu” adı verilen bölüm. Dünya üzerindeki en görkemli ve en renkli kapılar olduklarını söylesek abartı olmaz. Tavuskuşu, Nilüfer, Gül ve Leheriya kapısı isimli bu kapıların her biri işçilikleri ile göz kamaştıracak güzellikteler.

Resmen Hindistan’da bir zaman yolculuğu imkanı sağlayan şahane bir saray burası. Ayrıca içerisinde Hindistan’ın en lüks. restoran-barlarından bir tanesini barındırıyor. Yemek yemeseniz bile burada bir içki içmek çok rafine bir zevk. 

5-Galtaji Tapınağı

Nam-ı diğer Maymun Tapınağı. Ben içini gezme şansı bulamadım ama Jaipur’un ihtişamlı saraylarından sonra burası oldukça salaş ve sıralısı bir deneyim sunuyor. Yıllarca burada meditasyon yapmış ve buraya Ganj Nehri suyu getirmiş bir Hindu rahibinin anısına yapılmış bir tapınak, daha doğrusu tapınak kompleksi. Tapınak, maymunları ile belgesellere bile konu olmuş. Binlerce maymun yaşıyor içinde ve çevresinde. 

Benim tapınağa ulaşamayışımın en önemli sebebi de tam olarak bu maymunlar. Çünkü bir hayli saldırganlar. Tapınağa direkt araçla ulaşamıyorsunuz. Yokuş yukarı ve kırımlı bir yolu takip etmeniz ve uzunca bir yürüyüş yapmanız gerek. Bu yüzden tek başınıza iseniz pek de mantıklı bir tırmanış olmayabilir. Dediğim gibi maymunlar epey huysuz. 

Bonus:Gündoğumunda Jaipur’da Bisiklet Turu

Bu etkinliğin Jaipur’da kesinlikle yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü şehri henüz uyanmadan ve kalabalıklaşmadan gördüğünüzde bir kere daha aşık oluyorsunuz. Bu şehri pedallamak gerçekten muazzam bir deneyim. Yukarıda saydığımız pek çok yeri insan kalabalığı basmadan görmek, günün ilk ışıkları ile en güzel fotoğraf karelerini yakalamak, en meşhur sokak lezzetlerini sabah kahvaltısında denemek ve sabah ayinlerine katılmak gibi pek çok keyifli anı birkaç saat içinde yaşayabiliyorsunuz. 

Gün doğumundan önce rehber eşliğinde başlanıyor tura. Tüm şehir merkezi saatlerce pedallanıyor, sabah pazarları ziyaret ediliyor, parklarda meditasyon gruplarına dahil olunuyor, tapınaklarda sabah ayinlerine katılınıyor ve süprizlerle dolu bir sürü başka aktivite yapılıyor. Açıkçası Jaipur’da bu kadar çok şey yapılabileceğini bu tura katılmadan önce bilmiyordum. 

Kaldığınız tüm konaklama tesislerinde bu turu resepsiyonlarda satıyorlardır muhakkak. Bir sabah uykunuzdan feragat edin ve bu deneyimi yaşayın. Sonra da gelin bana teşekkür edin. 

Tags :

Share This Post :

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *